Sendika hakkıyla bağlantılı olan yine en temel haklardan bir tanesi de grev hakkıdır. Grev hakkı da hem uluslararası hem de ulusal mevzuatta koruma altına alınmıştır.
Uluslararası sözleşmeler bakımından Birleşmiş Milletler ekonomik sosyal ve kültürel haklar sözleşmesi ve yine gözden geçirilmiş Avrupa sosyal şartıyla uluslararası koruma altına alınmıştır. Ülkemizde de anayasanın 54.maddesi ve sendikalar ve topla iş sözleşmesi kanunuyla grev hakkı koruma altına alınmıştır. Anayasanın 54 maddesinde toplu iş sözleşmesinin yapılması sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptir denilerek grev hakkı genel bir çerçeveyle tanınmıştır. Grev hakkını anayasal düzlemde korunduğunu açıkça belirtilmiştir. Sendikalar ve toplu iş sözleşmesi kanununda ise grevin şartları ne şekilde ne zaman yapılacağı hangi şartlarda kanuni grev olacağı detaylıca belirtilmiştir. Buna göre grev hakkının yine en temel de koruyan maddelerden 66 madde şu şekilde toplu sözleşmelerine ve iş sözleşmelerine grev hakkı veya lokavt hakkından vazgeçilmesine veya bunların kısıtlanmasına dair konulacak hükümler geçersizdir. Yani siz bir iş sözleşmesine ya da toplu iş sözleşmesine grev hakkını kısıtlayıcı bunu engelleyici bir şekilde bir madde konulması işverenler tarafından buna ilişkin bir hüküm konulması engellenmiştir.
Kanunun açıkça aynı maddenin 2 fıkrasında da Kanuni bir grev kararının alınmasına katılma teşvik etme greve katılma veya greve katılmaya teşvik etme nedeniyle bir işçinin iş sözleşmesinin fes edilemeyeceği açıkça belirtilmiştir. Yani bir işçi greve katıldığı greve katılmaya teşvik ettiği için iş sözleşmesinin fes edilmesi kanuna yasaklanmıştır. Bu da grev hakkının en temel korunduğu maddelerden bir tanesidir. Yine 68.maddede şöyle demektedir işveren kanuni bir grev veya lokavt süresince iş sözleşmeleri askıda kalan işler yerine sürekli ya da geçici olarak başka bir işçi alamaz veya başkalarını çalıştıramaz denmektedir. Yani greve katılan bir işçinin iş sözleşmesi askıda olacağı için o işçinin yerine dışarıdan veya iş yerinden başka bir işçinin çalıştırılamayacağı açıkça belirtmektedir Bu da işveren açısından grevin sonuçların edilmesini önlemek amacıyla yine diğer fıkrasında greve katılmayan veya katılmaktan vazgeçen işçiler ancak kendi işlerinde çalıştırılabilir. Bu işçilere greve katılan işçilerin görevleri yaptırılamaz denilmektedir yani greve katılan bir işçinin görevi greve katılmayan bir işçiye yaptırılamaz açıkça kanun bunu söylemektedir. Bu da işverenler açısından grevin sonuçlarını önleme grev hakkının etkisini kırma amacıyla yapılacak herhangi bir hamlenin önüne geçilmesini önüne geçilmesi içindir.